Romatoid Artrit

Romatoid Artrit

Romatoid Artrit

Romatoid Artrit

Romatoid Artrit

Romatoid Artrit Nedir?

Romatoid artrit hastalığı, iltihabi romatizmal hastalıklar arasında toplumda en sık görülen hastalıktır. İltihabi romatizmal hastalık dendiğinde herhangi bir mekanik etken (yani kaza, zorlanma, kırılma, aşınma gibi) veya eklem içinde gösterilebilir bir mikrobik etken olmadan, vücudun bağışıklık sisteminin kendi eklem yapılarına zarar verdiği (otoimmün) romatizmal hastalıklar anlaşılmaktadır.

Bu hastalık genelde el, ayak, el ve ayak bilekleri, diz ve dirsek gibi küçük ve orta boydaki eklemlerde kendini gösterir. Hastalığın aynı anda 3-4’ten fazla eklemde olması ve iki taraflı (yani sol tarafta varsa sağda da olması) bulgular göstermesi beklenir.

Romatoid Artrit Kimlerde Görülür?

Bazı bölgelerde değişkenlikler olabilmekle beraber ortalama her 100 kişiden birinde romatoid artrit hastalığı ortaya çıkar. En sık görüldüğü yaş grubu genç erişkin bireylerdir. Ancak çocukluk çağından yaşlılığa kadar her yaşta romatoid artrit kendini gösterebilir. Çok belirgin farklılık göstermemekle beraber kadınlarda biraz daha sık tanı konmaktadır. Genetik faktörlerin kısmen etkileri olsa da bu etki çok belirgin değildir. Yani örneğin annenizde Romatoid artrit olması, mutlaka sizde de bu hastalığın ortaya çıkacağını göstermez. Aynı biçimde sizde romatoid artrit tanısı konmuşsa mutlaka aile büyüklerinde de önceden tanı almış birinin olması şart değildir. Ancak bildiğimiz, bir kişide romatoid artrit olması, o kişiyle yakın kan bağı olan bireylerde romatoid artrit olma olasılığını toplumda görülme sıklığına göre bir miktar artırdığıdır.

Romatoid Artrit Tanısı Nasıl Konur?

Hemen tüm romatizmal hastalıklarda olduğu gibi klinik bulgular yani kişinin şikayetleri ve muayene bulguları tanının ilk ve en önemli aşamasıdır. Şikayeti ve muayene bulgusu olmayan birinde, sadece tarama amaçlı test ile romatoid artrit araştırması yapılması hem gereksiz hem de yanlıştır. Çünkü bu amaçla yapılacak testlerin başka nedenlerle pozitif saptanması olasılığı vardır ve bu durum gereksiz ve yanlış tedavilere yol açabilir. Ayrıca bazen klinik ve muayene bulguları tipik olarak romatoid artrit düşündürmesine rağmen yapılan tetkiklerin negatif saptanması olasılığı vardır. Bu duruma “Seronegatif Romatoid Artrit” denilir ve testler desteklemese bile bu bireylere tedavi başlanması gerekebilir.

Romatoid artrit hastalığı düşündüren şikayetleri olan bireylerde yapılacak kan tetkikleri yol gösterici olabilir. İltihabi durumun göstergesi olan Sedimantasyon hızı ve CRP tetkiklerinin yanı sıra Romatoid Faktör (RF) ve Anti-CCP gibi daha özelleşmiş tetkikler de kullanılır. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bu tetkiklerin mutlaka klinik bulgularla beraber değerlendirilmesi gerekir. Örneğin RF yüksekliğine neden olabilecek pek çok başka faktörlerin olmasının yanı sıra sağlıklı bireylerin %5-15’inde bu testin (+) saptanması mümkündür.

Romatoid Artrit Eklem Bulguları

Romatoid Artrit küçük ve orta boy eklemlerde etkili olur. Yani sıklıkla el, ayak, bilekler, diz, dirsek gibi eklemlerde görülür. 3-4’ten fazla eklemin aynı anda etkilenmesi, bulguların vücudun her iki yanında da olması beklenir. Genelde eklem ağrısı ile kendini gösterir. Bazı durumlarda birkaç günden uzun süren, hatta haftalarca sürebilen eklem şişlikleri olabilir. Eklemde kızarıklık pek bu hastalığın bulgusu değildir, kızarıklık olması daha çok gut veya mikrobik eklem sorunlarını düşündürür. Sabah tutukluğu yani eklemlerin sabah ilk uyanma sürecinde hareket ettirmede zorluk çekilmesi, örneğin bardağın tutulmasında zorluk, düğmenin iliklenmesi gibi işlerin yapılamaması ve bu durumun yarım saatten uzun sürmesi hastalığın tipik bulgularından biridir. Romatoid artritin omurga ve belde bulgu vermesi pek beklenmez. Sadece bazı ağır süreçlerde kafa ile ilk boyun omuru arasındaki eklemde iltihaplanma olabilir ve kendini boyun ağrısı olarak gösterebilen bu durumun olası ciddi komplikasyonlar nedeniyle hızla tanınıp tedavi edilmesi gereklidir.

Romatoid Artritte Eklem Harici Bulgular Nelerdir?

Romatoid artrit, asıl olarak eklemlerde zarar gösteren bir hastalık olmakla beraber bir sistemik bir iltihabi otoimmün hastalık olduğundan nadiren başka organ ve dokularda da olumsuz bulgulara neden olabilir.

Özellikle aktif devam eden hastalığın yeterince kontrol altına alınmadığı hallerde kansızlık bulguları ortaya çıkar. Çünkü aktif iltihabi durum, kan yapımı için gerekli olan maddelerin kemik iliğinde kullanılmasını engeller. Belirgin bir madde eksikliği (örneğin demir) olmamasına rağmen kemik iliğinde bu madde kan yapım sürecine katılamadığı için kan yapımı aksar ve kansızlık ortaya çıkar. Eksik olduğu düşünülen maddenin verilmesi de bu durumu düzeltmez. Bu duruma “kronik hastalık anemisi” denir ve tedavisi iltihabi sürecin kontrol altına alınması ile sağlanabilir.

Bunun dışında gözün iltihabi hastalıkları (sklerit ve üveit gibi) , göz ve ağız kuruluğu (ikincil Sjögren Sendromu) sık görülür.

Dirsek gibi bası bölgelerinde oluşan büyük kistik yapılara romatoid nodül denilir ve bazen bu yapılar hastalık kontrol altına alınsa bile eski haline dönmeyebilir. Nadir görülen bir bulgudur ve her romatoid artrit hastasında olması beklenmez.

Akciğerde hava kesecikleri arasındaki interstisyum denilen alanda iltihabi sürece bağlı gelişebilen hasar dolayısıyla nefes darlığı, hava açlığı ortaya çıkabilir. Bu durum hastalık süreci ile ortaya çıkabildiği gibi nadiren de verilen tedavilerin bir yan etkisi olarak kendini gösterir. Yine akciğer içinde, tıpkı bası bölgelerinde olduğu gibi “romatoid nodül” yapılarının gelişimi gözlenebilir. Bu akciğer nodülleri sıklıkla bir soruna neden olmasa da akciğer kanserinden ayırt edilmeleri zor olabilir.

Genelde ağır seyreden romatoid artrit olgularında nadir görülen bir durum da vaskülit yani damar iltihabı gelişimidir. Bu durumda iltihabi bulgular gösteren damarın beslediği alandaki dokularda cilt döküntüleri, o dokunun kanlanma sorunlarına bağlı ağrı ve yaraların ortaya çıkması söz konusu olabilir. Neyse ki bu nadir görülen bir durumdur.

Romatoid Artrit Hastalığının Seyri Nasıldır?

Romatoid Artrit öncelikle kronik bir hastalıktır. Yani zemindeki hastalığı başlatıcı, artırıcı faktörlerde belirgin bir düzelme sağlanabilen durumlar haricinde uzun yıllar, sıklıkla da yaşam boyu devam etmesi beklenen bir hastalıktır. Romatoid Artritin sebep olabileceği en önemli sorunlardan biri eklemlerde, özellikle de el eklemlerinde kalıcı hasar yapma olasılığıdır. Ağır bulgularla seyreden ve yeterli tedavi almayan bir hastada olabilecek eklem hasarları ile başta ellerde olmak üzere geri dönüşsüz işlev kayıpları meydana gelebilir. Bu durum günümüzde erken tanı ve etkili tedavi olanakları ile çok nadir görülse de Romatoid Artriti olan bir birey bu olasılığın farkında olup düzenli takiplerini aksatmamalıdır.

Her ne kadar eklemde kalıcı hasar yapma olasılığı taşısa da her romatoid artrit tanısı konan hastada bu sorun gelişecek anlamına gelmez. Aksine bu derece ağır giden süreçler nadir görülmektedir ve etkili tedavi seçenekleri sayesinde eskisine göre çok daha nadir ortaya çıkmaktadır.

Hamilelik ve Romatoid Artrit

Romatoid artrit, genç yaşlarda ve kadınlarda biraz daha sık görüldüğünden sıklıkla hamilelik ile ilgili sorular da gündeme gelmektedir. Öncelikle tek başına romatoid artrit tanısının olması hamile kalınması için bir engel değildir. Hatta birçok romatoid artrit hastası kadında hamilelik ile hastalık bulgularının azaldığı, hatta ortadan kaybolduğu görülebilir. Ancak hamilelik planı aşamasında ve hamilelik sürecinde alınan ilaç tedavilerinin mutlaka düzenlenmesi ve anne ve/veya bebeğe zarar verebilecek tedavilerin belli bir süre önceden bırakılması gerekmektedir. Bu konuda mutlaka romatoloji uzmanınızla yakın iletişimde olup hamilelik planlarınız hakkında doktorunuzu bilgilendirmeniz ve kontrollerinize önerilen aralıklarla düzenli olarak gitmeniz önemlidir.

Doğum sonrası dönem de önemli bir süreçtir. Zira romatoid artrit tanısı olan kadınlarda doğum sonrası hastalık alevlenme olasılığı olduğu gibi bazı kadınlarda ilk tanı doğum sonrası konmaktadır.

Romatoid Artrit Tedavisi

Kronik ve iltihabi bir romatizmal hastalık olan Romatoid Artritin tedavisinde öncelikle tüm kronik ve iltihabi romatizmal hastalıklardaki tedavi prensipleri uygulanmalıdır. Aksi takdirde sadece ilaç tedavisi yetersiz ve eksik bir tedavi olacaktır.

Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar başlıca 2 grupta incelenir:

  1. Semptoma yönelik tedaviler: Bu ilaçların asıl amacı öncelikle ağrı yakınmalarının azaltılmasıdır. Hastalık sürecinde belirgin bir değişim sağlamazlar ve olası eklem hasarından korumazlar. Ancak asıl etkili tedavilerin etkilerinin başlaması zaman alabileceğinden ve hastalıkta zaman zaman olan alevlenmelerde ağrı şikayetlerinin hızlı biçimde azaltılması amacıyla kullanılırlar. Tek başlarına ve sürekli kullanımları etkin bir tedavi için yeterli değildir ve ciddi ilaç yan etkisi sorunlarına neden olabilirler. Bu grup ilaçlarda ağrı kesiciler (Kortizon olmayan iltihap azaltıcı ilaçlar ve basit ağrı kesici ilaçlar) bulunur. Kortikosteroidler de (yani kortizon grubu ilaçlar) kısmen bu gruptan sayılmakla beraber kısmen eklem hasarını önleme potansiyeline sahiptir. Ancak kortizon türevi ilaçların uzun süreli kullanımları ciddi ve çok sayıda yan etkiye neden olabileceği için mümkün olduğunca kısa süre ve düşük dozda kullanılmaları ve asıl etkili ilaçlarla tedavinin devamı planlanır.
  2. Hastalık seyrini değiştiren ilaçlar: Bu grup ilaçlar ile remisyon yani hastalığın bulgularının durdurulması hedeflenir. Bu hedef sağlanamasa bile ağrının azaltılması, eklem hasarı ve olası fonksiyon bozukluklarının önlenmesi mümkün olmaktadır. Bu gruptaki ilaçlar da iki gruba ayrılır:
  • Hastalık modifiye edici ilaçlar: Bu ilaçlar uzun süredir kullanılan ve etkinlikleri ve olası yan etkileri artık çok iyi bilinen ilaçlardır. Uzun süreli kullanım riskleri azdır ve romatoid artrit hastalarının %90’ından fazlasında yeterli tedaviyi sağlar.
  • Biyolojik Ajanlar: Bu ilaçlar daha yeni ilaçlardır ve hastalık patolojik süreçlerindeki sorunlu noktalara direkt etki eden ilaçlardır. Her geçen gün yeni patolojik hedefler belirlenip bu alanlara yönelik yeni ilaçlar geliştirilmektedir. Bu ilaçlar nispeten yeni kullanıma girdiklerinden uzun vadeli etkileri halen incelenme sürecindedir. Bu ilaçların kullanımı vücutta gizlenmiş ve uyuyan bazı mikrobik etkenlerin (Başlıca verem mikrobu ve bazı mantarlar) alevlenmesine neden olabileceğinden tedavi öncesi yapılan inceleme ile bu olası mikrobik durumlardan korunmak için 6-9 ay kadar süreyle koruyucu bir antibiyotik tedavisi verilmesi gündeme gelebilir. Genelde hastalık bulgularını hızla ve etkili biçimde azaltırlar.

Romatoid Artritten Korunmak İçin Ne Yapmalı?

Öncelikle klinik bulgularınız yani hastalığa özgü eklem ağrısı, şişliği, tutukluğu gibi bulgularınız yoksa ailede romatoid artrit tanısı olan bir yakınınız olsa bile tarama amaçlı test yapılması gerekli değildir. Romatoid artrite özgü testlerin check-up gibi genel sağlık kontrollerinde bulunması da gerekli olmadığı gibi yeri geldiğinde çıkan sonuçlar kafa karıştırıcı ve başka lüzumsuz tetkiklerin yapılmasına yol açıcı sonuçlar doğurabilir.

Hastalığın ortaya çıkışında ve hastalığı olanlarda alevlenmelere neden olabilecek bazı faktörlerin göz önüne alınması ve bunların düzenlenmesi hem romatoid artritten korunmada hem de genel sağlık açısından fayda sağlayacaktır. Bu faktörlerin başlıcaları şunlardır:

  1. Sigara: Sigaranın romatoid artritin başlangıcındaki tetikleyici etkisi bilindiği gibi hastalığı olanlarda da hastalığı alevlendirici ve eklem hasarını artırıcı etkileri net biçimde gösterilmiştir. Keza romaoid artritte kalp damar hastalığı riski bir miktar daha fazla olduğundan sigara gibi bir etkenin de eklenmesi halinde kalp krizi, damar tıkanmaları gibi komplikasyon olasılıkları artacaktır. Sigara kullananların hedefi miktarı azaltmak değil kesinlikle sigarayı kesmek olmalıdır.
  2. Ağız ve diş sağlığı: Diş ve diş eti hastalıklarının tedavi edilmedikleri takdirde romatizmal hastalıklara ve kanserlere neden olabileceği net bir biçimde gösterilmiştir. Ağız içindeki bakterilerin diş, diş kökü ve diş eti sorunları olduğu takdirde kan dolaşımına geçmesi ve bağışıklık sistemini sürekli uyararak en sonunda bu tür kronik hastalıklara neden olabileceği bilinmektedir. Mevcut diş, diş eti sorunlarının çözülmesinin yanı sıra düzenli diş hekimi kontrolleri hem romatoid artritten hem de pek çok başka kronik hastalıktan korunmak için çok önemlidir.
  3. Beslenme: “Ne yersek oyuz” lafını bilmeyen yoktur. Hastalıklar açısından da bu cümle tam yerini bulmaktadır. Beslenme tercihiniz sağlığınızı etkileyen net bir faktördür. İşlenmiş gıdalardan ve paketli ürünlerden kaçınmak, unlu mamul ve şeker tüketimini azaltmak, protein ve sebzelerin her öğünde dengeli biçimde ve yeterli miktarlarda olduğu öğünler seçmek, besin tercihlerinizi mevsiminde olan ve doğal, organik ürünlerden seçmek, gece atıştırmalarından olabildiğince kaçınmak sağlığımızın devamı ve varsa hastalıklardan kurtulmak için mutlaka yapılması mutlak gerekli düzenlemelerdir.
  4. Kilo Kontrolü: Obezite, yani şişmanlık sadece kalp damar hastalıklarını değil romatoid artrit de dahil olmak üzere her türlü iltihabi hastalık ve süreci artıran bir etkendir. Vücut yağ dokusunun artışı, özellikle de karın çevresinde ise metabolik süreçleri bozan ve sonrasında kronik iltihabi süreçlere neden olan bir durumdur. Bu açıdan ideal kiloda olmak sağlık için en nemli gerekliliklerden biridir.