Akupunkturla Kilo Verme – Akupunkturla Zayıflama

akupunktur ile kilo verme

Akupunkturla Kilo Verme – Akupunkturla Zayıflama

Akupunkturla Kilo Verme – Akupunkturla Zayıflama

akupunktur ile kilo verme

Akupunkturla kilo verme hakkında bilgi vermeden önce fazla kiloların olası sebeplerine değinerek başlamakta fayda var. Çünkü bedenlerimiz çok basitçe “+ - matematik hesabı” ile ve “az ye+çok hareket et=kilo verirsin” süreciyle işlemiyor. Vücutlarımız kalori saymaktan ziyade molekül okuyarak çalışıyor. Dolayısıyla her az yiyip çok hareket edeni bekleyen şey kilo vermek olamıyor, olursa da bu kilo verme sağlıklı bir süreç içinde gerçekleşemiyor.

Hızlı kilo vermek herkesin peşinde olduğu bir istek. Keza hızla verdiği kiloların bir sihirli değnek dokunmuşçasına kendiliğinden gitmiş olması, yolun üzerinde hiçbir zorluk olmaması ve verilen kiloların da kalıcı olarak gitmesi hemen herkesçe amaçlanıyor.

Peki Nedir Kilo Almanın Sebepleri?

  1. Tabii ki çok yemek yemek
  2. Çok yemese bile yanlış içerikte yemek yemek
  3. Az hareket etmek
  4. Duygusal, zihinsel veya bedensel stresin her türlüsü; kortizol ve diğer stres hormonlarının varlığı kilo dengesini yakından etkiler
  5. Metabolizmayı yavaşlatacak hastalık süreçleri örneğin tiroid bezinin az çalıştığı durumlar
  6. Barsak florası ve geçirgenliğindeki bozulmalar
  7. Kullanılan ilaç yan etkileri
  8. Vücudun toksin yükünün fazla olması örneğin; sigara kullanımı veya dişlerdeki amalgam dolgular veya formaldehid vb çevresel toksin kaynakları
  9. Psikolojik şartlanmalar; kişinin temel güven duygusundaki eksiklikler de içgüdüsel olarak göbek çevresinde yağ depolanmasını tetikleyebilir. Kimi insan ise farkında bile olmadan aslında fazla yemek yiyerek kendi kendisine saldırmaktadır. Ya da çocukluktan gelen “o tabaktaki yemek bitecek” telkinleri, doymaya rağmen yemeğe devam etmeye yol açabilir.
  10. Uykuyu bozan etkenler de yine kilo alımına sebep olabilir çünkü aslında kilo, en çok gece kaliteli derin uykuda verilebilir.
  11. Kronik düşük düzeyli enfeksiyonlar da iltihabi reaksiyonlar ve bu reaksiyonlar sonucunda ödem yaratarak kilo alınması ya da verilememesine sebep olabilirler.
  12. Bilemediğimiz diğer faktörler

Dolayısıyla bu faktörlerin kişi bazında teker teker ele alınabilmesi ve buna göre bir yol haritasının çizilmesi lazım. Birçok kere “akupunkturla hızlı kilo veriliyor ama sonra da verdiğin kilodan fazlası alınıyormuş” diye duymuşsunuzdur. Doğru. Sadece akupunktur değil, herhangi bir yöntem için doğru hem de. Örneğin benim mide küçültme ameliyatı olup, yağ aldırma ameliyatı ile süreci devam ettirmiş ancak yine de obez hastam bile oldu. Çünkü eski alışkanlıklarına geri dönmüş, boşvermiş ve eskisi gibi yiyip içmeye başlamıştı. Mühim olan başta hekim ve akupunktur destekli aldığınız yolu, benimseyerek kalıcı yaşam şekli haline getirebilmeniz. Bunun için de sürdürülebilir bir doğru beslenme öğretisini yerleştirmek gerekiyor. Açlığa mahkum kalarak, besin ögelerini eksilterek ne kalıcı kilo verebilirsiniz ne de süreçten zarar görmeden kilo verebilirsiniz. Dolayısıyla burada da; şablon, herkese eşit ve aynı uygulanandan ziyade, zaman içinde değişkenlik gösteren nokta atışlar yaptığımız ve bir beslenme öğretisini miras bırakabileceğimiz bir çalışma esastır, taşıma su ile değirmen döndürmek er ya da geç o değirmenin durmasına yol açacaktır.

Kilo vermede en önemli belirleyici faktör hastanın motivasyonu, isteği ve niyetidir. Kişinin isteği, motivasyonu tamsa, akupunktur süreci destekleyip kolaylaştırıcı bir role sahipken, kişi istek ve motivasyondan yoksun ise akupunktur ve diğer yöntemlerin tek başına bir şeyleri kalıcı olarak değiştirmesi beklenemez.

Öyleyse akupunkturun ne noktalarda ne gibi destekler verebileceğine gelelim.

Akupunkturun Kilo Kontrolü Sürecine Etkileri

  1. Kişinin açlık ve iştah kontrolünü sağlamasına yardımcı olur.
  2. Tokluk duygusunu, mide asidinin etkinliğini, hazmı, besinlerin emilimini ve işlenebilmesini destekler.
  3. Metabolizmanın hızlandırılması, insülin direncinin kırılması, göbek çevresindeki ve iç organlar çevresindeki yağların (viseral yağların) çözünmesine yardımcı olur.
  4. Karaciğer yağlanmasının düzelebilmesine destek olur.
  5. Hormonal dengenin kurulmasına destek olur.
  6. Tatlı krizlerinin ortadan kaldırılmasına destek olur.
  7. Psikolojik olarak kişinin korkuları, kaygıları, hafif-ılımlı düzeyde depresyonu, AN’ı yaşamasının önünde engel olan bakış açıları varsa bunların ortadan kaldırılmasına destek olur. Dolayısıyla kişinin psikolojik kaynaklı yeme davranışına destek olabilir.
  8. Detoksifikasyon süreçlerine destek olur. Detoks işlevleri sekteye uğramış ise kilo verebilmek ya yavaşlar ya da durur.
  9. Sinir sisteminin stres yanıtının düzenlenmesine yardımcı olarak vücudun sürekli “alarm” modunda çalışmasını dengeler. Yani var olan stres etkenleri değişemiyorsa bile, o kişinin stres etkenlerine karşı tutumunda değişiklik oluşabilmesini destekler.
  10. Barsak florası ve barsak geçirgenliğinin düzeltilmesine destek olur.
  11. Bağışıklığı dengeleyip güçlendirerek, vücutta iltihabi reaksiyon ve ödeme yol açan mikrobik etkenlerin ortadan kaldırılabilmesini destekler.
  12. Uykunun düzene girmesini destekler.
  13. O kişinin özelinde ele alınması gereken başka etkenler varsa bu etkenlere de yine ruh-beden-zihin bütünlüğü bakış açısıyla destek yapılması imkan dahilindedir.

Sıkça Sorulan Sorular:

1) Nasıl Bir Yol İzliyorsunuz? Ne Yapmam Lazım?

Her durumda esas olan hastayı detaylı muayene etmek ve o kişiye özel etkenleri değerlendirmektir. Örneğin bir kişinin temel sorunu meyveyi doğal besin kaynağı gibi görüp gün içerisinde sık sık sınırsız meyve yemesi iken, bir başka kişinin temel sorunu detoksifikasyon yapamaması olabilir. Şüphesiz bu iki kişiyi aynı yaklaşımla tedavi edemeyiz. Dolayısıyla her zaman ilk adım detaylı muayene olmalıdır.

İlk yaptığımız muayene haklı olarak detaylı… Yanınızda gelirken daha önce yapılmış tahlilleriniz, yandaş başka hastalıklarınıza ait raporlarınızı getirmenizi de rica ediyoruz.

Muayenede pahalı besin intoleransı testlerine gerek kalmaksızın, kişinin sinir sisteminin verdiği “savaş-kaç” yanıtı üzerinden hangi ana besin gruplarının kilo yapmada rolü olduğunu belirleyebilmemiz mümkün. Evet doğru okudunuz. Tamamlayıcı tıp alanında ileri düzey eğitimler almış olan hekimler, kişinin nabız reaksiyonu üzerinden hangi besinlerin dokunduğunu saptayabilmekteler. Dolayısıyla bu bilgi ışığında beslenme yol haritanızı çiziyoruz.

O zaman bir kere daha vurgulayalım.

İlk adım: Muayene

Muayene sonucunda sizden kan tahlili veya ultrason gibi ek tahliller istenmesi de olası. Tahlillerinizi güvenilir bir sağlık ocağı, devlet hastanesi veya anlaşmalı laboratuarlarımızda yaptırabilirsiniz.

2) Muayeneye Gelmeden Önce Hangi Tahlilleri Yaptırmalıyım?

Önce muayene, muayene bulgularınıza göre tahlilleri belirlemek doğru adım. Çünkü kimse bir diğer kişi ile aynı değil, istenecek tetkikler de muayene sonrasında farklılık gösterebilir. Yakın zamanda yapılmış tahlilleriniz varsa aynı tahlilleri tekrar istememize elbette gerek yok.

Yani ikinci adım muayene sonra tetkikleri güvenilir bir sağlık biriminde yaptırmanız.

3) Seanslara Ne Zaman Başlıyoruz Bu Durumda?

Bizden beklentiniz “doktora gideceğim, kulağıma birkaç akupunktur iğnesi yapacak ya da lazer tutacak, bir de diyet listesi verecek, başka da bir şeye gerek yok, 10 dakika vaktimi alacak” gibi bir yaklaşım ise üzgünüz ama sizi hayal kırıklığına uğratacağız. Çünkü ilk muayenede sizi tanıyıp görüp değerlendirdikten sonra tahlil sonuçlarınızı bize iletmenizi isteyeceğiz. Ardından yine 2-3 gün zaman isteyeceğiz. Çünkü muayene bulguları ve tahlil sonuçlarınızla beraber, size, beslenmenin ana iskeletini, doğruları, doğru bilinen yanlışları aktarmak için bir dosya hazırlayacağız. Dolayısıyla akupunktur seanslarımız ikinci kere yüzyüze görüştüğümüzde başlayabilecek.

İkinci seansta önce beslenme hakkında konuşup bilgilendireceğiz, besin intoleranslarınızın alternatifi doğrular nelerdir bunları belirleyeceğiz. Besin intoleransları son derece önemli çünkü birçok hastalığın ve kilo almanın ya da kilo verememenin temel sebebi yanlış içerikteki beslenmede yatmakta. Örneğin bir kişinin buğday intoleransını belirlediysek bu kişinin dosyası başka, inek sütü intoleransı belirlediysek başka olmak durumunda. Kişiye özel diyorsak gerçekten kişiye özel yani... Kan tahlili sonuçlarınızda eksik vitamin, mineraller varsa gerekli takviyeleri de yapmak önemli ve atlanmaması gereken bir başka adım çünkü vücudun temel yapıtaşlarında eksikler varsa süreç yine sekteye uğramaya adaydır.

4) Seanslar Ne Kadar Sürüyor? Canım Yanacak mı?

Seanslar 45-60 dk arasında sürüyor. Her seansta bir önceki seanstan bu yana neyin ne kadar değiştiğini tek tek değerlendirdiğimizden ve hem vücut hem kulak akupunkturu beraberce uyguladığımızda bu kadar zaman gerekli. Genelde akupunktur iğneleri uygun teknikle takıldığında can acıtmaz. Ancak yine de korkan veya istemeyen hastalarımız için frekanslarla akupunktur uygulamak için de tıbbi cihazlarımız var.

5) Haftada Kaç Kilo Veririm? Ne Sıklıkta Seansa Gelmem Gerekir?

Bu soruların kesin yanıtı yok çünkü işin içinde çok farklı değişkenler var. Ne kendinizi bir başka kişiyle kıyaslamanızı öneririz ne de kendinizi birkaç hafta öncesi veya sonrası ile. Çıkacağımız yol dümdüz, virajsız bir yol değil ve her hafta kesin en az 1.5-2 kilo verirsiniz, 2 ayda da 8-10kg vermiş olursunuz gibi bir net yanıt söz konusu olamaz. Bazen bir haftada 3 kg verdiğinizi de görebilirsiniz, bazen 2-3 hatta 4 hafta hiç kilo gitmediğini de. Bu noktada en önemlisi azmetmek ve bunun doğal gidişatın bir parçası olduğunu bilmektir. Belli bir hızda yürürken gelip aniden arkadan ittirildiğinizi düşünün, nasıl ki böyle bir durumda tökezlersiniz, aynı şey kilo verme süreci için de söz konusu. Eğer ki vücudunuz detoksifikasyon yapmada zorlandığı bir sürece girdiyse kilo vermenizin duraksaması veya yavaşlaması söz konusu. Bu durumda suyun buhar olmadan önce belli bir ısıya gelmesi gerektiği gibi, vücudunuzun da bir iç hazırlık ve değişim dönemi var, bu döneme saygı göstermek, zorlamamak, değişkenleri değerlendirip ona göre yeni hamleler belirlemek ve en önemlisi azmetmek ve yola devam etmeye niyet etmek gereklidir. Unutmayınız işimiz hızla değil stabilite yani sağlamlıkla. Yılların yerleşmiş alışkanlıklarını kırıp yerine sağlıklı bir şeyleri yerleştirmek gerçekten istedikten sonra, sadece zaman meselesi. İtiraf etmeliyim ki hastalarımızın yaklaşık yarısı hevesle ve istekle başladıktan ve hızlı bir giriş yaptıktan sonra ne yazık ki çok çabuk vazgeçiyorlar.

Şunu lütfen unutmayın “Kilonuz takıldığında değil vazgeçtiğinizde kaybedersiniz.

Seans sıklıklarına gelirsek, başlangıçta seans aralıklarını düzenli olarak haftada bir kere şeklinde devam ettirmek gereklidir. Daha sonra ihtiyaç azaldıkça seanslar seyrekleşecektir.